Pandemi sürecinde dijital kanallar, otomatik süreçlerin ve üretkenliğin birincil itici gücü oldu. Yeni dönemde çevik çalışma biçimleri, müşteri davranışındaki günlük değişiklikleri karşılamak için ön koşul olacak. Artık işletmeler dijitalleşme girişimlerini günlük veya haftalık ölçeklendirmek durumunda. Pandeminin dijital dönüşümün hızını daha da arttıracağı kesin.
PERYÖN Türkiye İnsan Yönetimi Derneği PY (Popüler Yönetim) Dergisi’nin Mayıs-Haziran sayısında yer alan makalem. Birbirinden ilginç pek çok konunun ele alındığı 87. sayıya erişim için link: https://www.peryon.org.tr/uploads/2020/7/6/PY_SAYI_87.pdf
Dijital dönüşümü anlatırken, oyuna yeni kurallar geldi diye anlatmaya başlıyoruz genelde. İş dünyasının artık gitgide daha bilinmez, karışık ve karmaşık bir hal almaya başlaması ve değişim hızının da katlanarak artması temel gerçeğimiz. Son dönemde yaşadığımız krizlere baktığımızda, bu kuralların ne kadar geçerli olduğunu bir kez daha hep birlikte gördük. COVID-19 krizi ile geleceğin dünyasına ani bir bakış atmak durumunda kaldık: “Dijital kanalların birincil (ve hatta bazı durumlarda tek) müşteri katılım modeli haline geldiği bir dünya. Otomatik süreçlerin üretkenliğin birincil itici gücü olduğu ve esnek, şeffaf ve istikrarlı tedarik zincirlerinin temeli olduğu bir dünya. Çevik çalışma biçimlerinin müşteri davranışındaki günlük değişiklikleri karşılamak için ön koşul olduğu bir dünya.”
Hem organizasyonların hem de bireylerin neredeyse bir gecede benimseme eğrisini daha da ileriye zorladı tüm yaşananlar. Zamanın lüksü tamamen ortadan kalkmış gibi görünüyor. Bir zamanlar bir ila üç yıllık aşamalarda dijital stratejiyi haritalaması beklenen işletmeler artık girişimlerini günler veya haftalar içinde ölçeklendirmek durumunda kaldı. Pandeminin dijital dönüşüm hızını arttırdığı ve daha da arttıracağı kesin.
Daha önce temkinli yaklaştığımız ve konuşmaya “ama” ile başladığımız ne kadar yeni yaklaşım, dijital teknoloji ve platform varsa hızla uygulamak durumunda kaldık, kalıyoruz. Gördük ki korku ve çekinceler ile yaklaştığımız teknolojiler, bugün günlük hayatımızı sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğumuz en önemli araçlar. Yine dünya üzerinde yaşanan son olaylar bize, aslında sürekli kriz yönetimi yapmamız gereken ve acil durum / olağanüstü halin artık normal düzen olduğu zamanlardan geçtiğimizi gösterdi.
Özetle; değişim hiç olmadığı kadar belirgin, değişim hiç olmadığı kadar hızlı. Kriz yönetimi yeni normalimiz. Tüm bunların yanı sıra, yeni tüketici ve çalışan profillerinin yani bir nevi dijital yerlilerin sayısının gitgide arttığı dünyamızda yeni liderlik yaklaşımlarına ihtiyaç da giderek artıyor.
Dönüşümcü liderlik tek başına yeterli değil
Dijital çağda organizasyonlar yeni bir lider türüne ihtiyaç duyuyor; her yerde gerçekleşen dönüşüm dalgasında tüm paydaşları sürükleyecek dönüşümcü liderlere.
Bu yolla liderler ve takipçiler birbirlerini daha yüksek bir ahlak ve motivasyon seviyesine ilerletiyorlar. Ahlaki standartlar, değerler, özgünlük, uyum ve ikna edicilik ön planda. Ancak dönüşümcü liderliğin “yumuşak” tarafı- vizyon, ilham ve motivasyon- tek başına yeterli değil. Çevrede neler olduğunu anlamak, sürdürülebilirlik ve büyüme için dijital dönüşüm stratejilerini bir araya getirmek ve iş modelini yenileştirmek de dijital çağda dönüşümcü liderliğin yeni yönlerinden.
Hızla değişen çevreye cevap vermek için, dönüşümcü liderlerin dijital dönüşüm stratejilerini anlamaları; sadece anlamaları da değil, nerede ve nasıl yapılacağını bilip uygulamaları gerekiyor. Bu da dijital teknolojilerin değişim ve fırsatlarından, bunların stratejik ve öncelikli bir şekilde etkilerinden tam olarak yararlanmak için iş faaliyetlerinin, süreçlerinin ve yetkinliklerinin hızlandırılmasını içeriyor. Bir taraftan içgüdüleri dinlemeyi öğrenip, diğer taraftan katılımcı ve veriye dayanan hızlı kararları devreye almak ve iyi entegre edilmiş, planlı ve hızlı bir yürütme (icra) süreci ile birleştirmek bunu mümkün kılıyor. Dönüşümcü bir lider; ister yeni gelir akışları ve dağıtım kanalları geliştirerek, ister bu kavramları hayata geçirmede dijital teknolojilerden yararlanarak olsun, şirketinin müşterilerine nasıl değer kattığı konusunda yeni ve benzersiz kavramların geliştirilmesine öncülük ederek değişimi gerçekleştiriyor.
Lider, hızlı öğrenebilmeli ve konum alabilmeli
Kriz ve belirsizlik zamanlarında neyin işe yarayıp neyin yaramadığını hızlıca öğrenmek ve buna göre konum almak da en önemli liderlik becerilerden. Bir kriz sırasında gerçek zamanlı öğrenme yeteneği, aslında hızlı bir şekilde ölçeklendirme yeteneğini katlayan bir bileşen haline geliyor. Cesur eylem ve öğrenme yeteneği birbiriyle çok ilişkili ve cesurca hareket etmek düşüncesizce hareket etmek anlamına gelmiyor aslında.
Cesaretin yanı sıra; soğukkanlı kalabilmek ve iyimser olmak- paniklemeden, germeden, gerilmeden geleceğin iyi geleceğine inanmak ve inandırmak, yenilikçilik ve çeviklik- kurallara, kalıplara, standart yapılara ve düşünme modellerine takılmadan esneyebilmek ve ekibini de esnetebilmek, dijital çağda dönüşümcü liderliğin asli yönlerinden. Bu yolda örgüt kültürü değişimine yön vermek ise olmazsa olmaz.
Peki, nasıl dönüşümcü bir lider haline gelir ve bu yukarıda belirtilen yetenekleri kazanabiliriz?
En temelinde insanın büyüme zihniyeti olması ve dış dünyaya açık olması yatıyor. Yaşam boyu öğrenme kavramı liderlikte de karşımıza çıkıyor. Nörologlar uzun süredir beyinde yeni sinir hücrelerinin ve yeni sinir ağlarının nasıl oluştuğunu araştırıyorlar. Nöroplastisite ismi verilen bu yenilenme süreci, aslında beynin sabit olmadığına, hafıza, düşünce yapısı ve davranış modellerinin değişebilir olduğuna işaret ediyor. Yeni sinir hücrelerinin sinir ağlarına katılmasıyla düşüncelerin dolaşacağı yeni patikalar oluşuyor. Deneyimlerimizi farklılaştırdıkça, rutinden ve konfor alanlarımızdan çıktıkça, yeni şeyler öğrendikçe aslında beynimiz de gelişiyor ve yeni bağlantı yolları ile bizlere bambaşka bakış açıları ve düşünce sistemleri kazandırıyor.
Risk almaya ve teknolojik itici güçleri benimsemeye istekli olmak da bir diğer boyut. İstek, heves ve heyecan kitleleri sürükleyecek dönüşümcü liderlerin başlangıç noktası, doğum yeri aslında.
Ve son olarak; tüm bunların pusulası ise “Anlamlandırma”. MIT Sloan Yönetim Okulu Profesörü Deborah Ancona'ya göre anlamlandırma, ‘bilinmeyeni içinde hareket edebilmek için nasıl yapılandırdığımızı ifade ediyor. Hissetmek, değişen bir dünya için akla yatkın bir anlayış (bir harita) bulmaktır; veri toplama, işlem ve konuşma yoluyla bu haritayı başkalarıyla test etmek ve ne kadar güvenilir olduğuna bağlı olarak haritayı hassaslaştırmak veya vazgeçmek. Anlamlandırma, liderlerin çevrelerinde olup bitenleri daha iyi kavramasını sağlar, böylece görme, ilişkilendirme ve icat gibi diğer liderlik faaliyetlerini de kolaylaştırır.”
Kriz yönetiminde ve yeni liderin ajandasında ilk sırada yer alan dijitalizasyon yolculuğunda, yolumuzu kaybetmememiz için pusulaya ihtiyacımız var. Anlamlandırma, günümüzün karmaşık ve dinamik dünyası için pusulamızdır.
Kaynaklar: Reynaldo C. Lugtu, Jr. Transformational leadership in the digital age, McKinsey Digital, Digital strategy in a time of crisis
#donusumculider #dijitallider #peryön #Siemens #Siemensturkiye #YaşamiçinYenilikçiZeka #TurkiyedeTurkiyeicin #Ingenuityforlife #MindSphere #dijitalizasyon #digitalization #dijitaldonusum #digitaltransformation #endüstri40 #Industry40 #teknoloji #technology #inovasyon #innovation #diversity #proudtobesiemens #isletmelerdedijitaldonusum #veristratejileri #dijitaldonusumdetrendler #dijitalyolculuk #transformationalleadership #digitalage #digitalstrategyinatimeofcrisis
Comments